http://www.haber5.com/kiz-okullari-istiyoruz-yazisi-8813.awAv.Alev Sezen-Kız Okulları İstiyoruz
Yeni bir eğitim dönemine daha başladık. Adı yeni ama her şeyi ile eski bir dönem. Okullarda yine bildik tablolar. Yokluklar ile boğuşan idareciler, ödenek vermeden başarı ve her şeyin eksiksiz olmasını isteyen bürokratlar, çocuklarının geleceği için her an elini cebine atması gereken veliler…
Maddi yoklukların yanı sıra okullarımızdaki en büyük eksikliklerden biri de manevi yokluk. Milli ve manevi duygulardan bihaber nesiller geliyor. Tek dertleri nasıl gözüktükleri veya kimin kimden hoşlandığı. Dedikoduyu da çok seviyorlar. Minicik çocukların bile saçları röfleli, jöleli. Açık saçlar, birkaç düğmesi açık gömlekler ve nerede ise süper mini sayılacak etekler ile lolita gibi ortada gezinen öğrenci kızlar.
Kızların bu hal ve tavırlarında elbette ailelerinde rolü var. Küçücük çocukların bile dedikoduya yatkın olmaları, arkadaş gurubu kurup güç gösterisinde bulunmaya çalışmaları, kumpaslar kurup arkadaşlarını zor durumda bırakmaları ailelerden aldıkları modelin sonucu. Dedikodu-magazin programlarından başını kaldıramayan bunları seyredeceğim diye evinin işini bile yapmayıp, ocakta yemeğini yakan, dizilerdeki başrol oyuncularına hayran bayanların çocukları. Rol modeller düzelmedikçe veya değişmedikçe bu nesilden fazla bir şey beklemek boşuna.
Her ortamda velilerden şikâyetler alıyoruz. Mesela yakın bir zamanda bir veli ilkokul beşe giden çocuğunun geçen yıl yaşadıklarını anlatınca durumun vahameti bir kez daha anlaşıldı. Kızı dörde giderken en yakın kız arkadaşı da dâhil olmak üzere kızların erkek arkadaşı olmuş. Bu kıza da bir erkek arkadaşlık teklif etmiş. En yakın kız arkadaşı “seninde erkek arkadaşın olursa bizimle gezersin, yoksa senin ile arkadaşlığımız biter!” demiş. Dört senelik ve en yakın arkadaşından duyduğu bu cümleler kızımızı çok üzmüş. Annesine konuyu açtığında annesi kendisine gereken nasihati yapmış, o da teklifi reddetmiş. Şu anda kendisi erkek arkadaşı olmadığı için dışlanmış durumda. Bu yine şükürlü bir örnek diyebilirsiniz. Çünkü artık birinci sınıf çocukları birbirine çıkma teklif ediyor, ilan-ı aşk hatta evlenme teklif ediyorlar. Kızları öpmeye çalışanlar, kızların eteklerini kaldıranlarda cabası.
Burada öğretmenlerin ne gibi sorumluluğu var derseniz… Kimi öğretmenin takıntı derecesinde kızlar ile erkekleri yakınlaştırma gayreti var. Sınıfta kız erkek yan yana oturacak, tören sıralarında aynı şekilde kız erkek yan yana duracak! Okulun ilk günü daha birbiri ile tanışmadan kız ve erkekleri el ele tutuşmaya mecbur bırakıp, okul gezdiren öğretmenlerde var. Hatta bunlar öyle takıntılı ki kız ve erkek öğrenci sayısı eşit olmadığı zaman fazla olan kız veya erkekleri hemcinsi ile yan yana gelmesin diye sırada tek başına oturtuyor ve yine tören sıralarında en arkada tek sıra haline sokuyor. Teneffüste de kızların seçeceği erkek arkadaşı ile gezmesini istiyor.
Milli Eğitimin “böyle bir şeye mecbur bırakamazsınız, zorlayamazsınız” talimatına rağmen bu öğretmenler bir amentü gibi, ibadet aşkıyla buna devam ediyorlar. Milli ve manevi değerlere düşman olan bu zihniyet çocuklarımızı da kendi emellerine alet etmeye çalışıyor. Sonuç ortada! Olumsuzluklar kendilerine iletildiğinde de “hı hı" diyerek sizi dinler gibi görünüp kaldıkları yerden efallerine devam ediyorlar.
Milli Eğitim Bakanımız da kız okullarının faydalarını dile getirmişti. Yurt dışında, örnek gösterilen Avrupa da dahi kız okulları bir hayli fazla ve bu okullardaki başarı oranı diğer okullara göre yüksek. Ülkemizde de ilkokuldan itibaren bu imkânın sağlanması gerekiyor. Göstermelik açılacak birkaç tane değil, talebi karşılayacak kapasitede kız okullarını en geç önümüzdeki sene istiyoruz!