Kur’an-ı Kerim’de (Bakara,69) SARI renk için; ‘bakanların içini açan’
tabirinin kullanılmış olması, Mısırlı göz uzmanı Dr. Mustafa Ahmet
Azb’ın dikkatini çekti ve onun renkler üzerinde bir dizi araştırma
yapmasına sebep oldu. Araştırmalar sırasında, insan gözünün kırmızı
rengi görebilmesi için 50 diametrelik, mavi rengi görebilmesi için 150
diametrelik bir enerji harcarken; sarı rengi görebilmesi için enerji
sarfetmediği ortaya çıktı.
Zaten sarı rengin frekans ve dalgaboyu itibarı ile hemen beyaz’dan sonra gelmesi bunu gösteriyordu.
Avrupa
ve Amerika’nın çeşitli üniversitelerinde renkler konusunda yapılan
araştırmalarda da, Kur’an’ın sarı renk için kullandığı ifadeler aynen
tasdik ediliyor. Kanada’nın Alberta Üniversitesi’nde güzel sanatlar
profesörü olan Harry Wohlfarth, renkler üzerinde bir dizi araştırma
yaptı. Araştırmasında, eğitim araçlarını, sınıf ve okul çevresini
—belli zaman aralıklarında—çeşitli renklere boyadı. Her seferinde
öğrencilerin tavrını ve başarı derecelerini ölçtü ve neticede Sarı ve
sarının karışımı olan açık renklerde, öğrencilerin daha uyumlu ve daha
başarılı olduğu ortaya çıktı. Amerika’daki Biyososyal Araştırma Enstitüsü’nde ise daha
değişik bir araştırma yapdı. Enstitü Müdürü Psikolog Dr. Alexander
Schauss, cemiyete uyumda zorluk çeken ve bu yüzden gözetim altında
tutulan suçlular üzerinde renk deneyleri yaptı. Odalar sarı ve sarının
karışımı olan Krem, portakal ve pembe gibi açık renklere boyandığında,
suçluların daha az problem çıkardığı tesbit edildi. Bu araştırmanın
sonuçlarını, Amerika’da yayınlanan Psychomic Society dergisinde
yayınlandı. California’nın San Bernardino hastanesinde klinikler
şefi olan psikiyatrist Paul Boaumuni, uyuşturucuya bağımlılık kazanmış
ruh hastaları üzerinde bir renk araştırması gerçekleştirdi. Araştırma
sonuçlarını şu sözlerle ifade eder: Daha önce sakinleşmelerini sağlamak
için uyuşturucu vermek zorunda kaldığımız hastalar, odaları SARI ve
sarının karışımı olan açık pembe, çağla yeşili gibi renklere
boyandıktan sonra, daha az uyuşturucu talep eder oldular. Birbirlerini
yaralamaya kadar varan eski yoğun olaylar, artık tek-tük görülüyor. Psikolog Alexander Schauss, Renklerin insan beyni
üzerindeki tesirleri adıyla ikinci bir araştırma daha yaptı. Araştırma
sonuçlarında SARI rengin, renk algılama merkezi olan Reticular
bölgesindeki sinir uçlarını çok düşük bir biyoelektrik akımı ile
uyardığını ortaya çıkardı. Kırmızı, koyu mavi, siyah gibi sıcak
renklerin, sinir uçlarını daha yüksek bir biyoelektrik akımı ile
uyardığını da keşfeden araştırmacı, yüksek akımla uyarılan sinir
uçlarının kan basıncını, ruhsal gerginliği ve kandaki şeker oranını
artırdığını ifade ediyor. Renkli ışığın çocuk sağlığı üzerindeki tesirlerini
araştıran çocuk servisi uzmanları, sarı ve sarının hâkim olduğu renkli
ışıklarla odaları aydınlatılan bebeklerde, sarılık hastalığının çok
daha az görüldüğünü ortaya çıkarmışlardı. Renkler konusunda, iş yerleri de kendi
çaplarında araştırmalar yürütmektedir. Hangi renklerin işçilerin
dikkatini taze tutacağını, iş kazalarını azaltacağını ve dolayısıyle
verimi artıracağını araştırıyorlar. Amerika’nın güney bölgesindeki bir
gaz tribünleri işletmesinde, daha önce gri ve siyah renkte olan
tribünlerin sarı ve sarının hâkim olduğu açık renklere boyandığında, iş
kazalarının azaldığı gözlenmiştir. Fransa'da yayınlanan; Sciences Selection adlı
bilimsel dergide, Faber Birren imzası ile yayınlanan başka bir
makalede, Renklerle Düşünme adındaki bir araştırmadan söz ediliyor.
Francis Galton’un başlattığı, davranış bilimleriyle uğraşan Karmoski ve
Odbert’in de desteklediği bu araştırmada, Renklerle gerçekleştirilen
beyin faaliyetleri incelenmektedir. Synethesie adı verilen bu beyin
faaliyetinde her rengin bir harf ve rakam karşılığı vardır. İddialarında daha da ileri giden Galton,
‘renklerle işitme’den de bahsediyor. Deneylerini beş duyu üzerinde
devam ettireceğini söyleyen araştırmacı, notaları dahi renklerle ifade
etmenin mümkün olacağını ileri sürüyor. Bahsi geçen iki davranış bilimi uzmanı
Karmoski ve Odbert, bazı gönüllüler üzerinde yürüttükleri bir
araştırmada onlardan renk tercihi yapmalarını istemişler ve onları renk
tercihlerine göre bir sıralamaya tâbi tutmuşlardır. Araştırmacılar,
sarı rengi tercih edenlerin uyumlu ve yumuşak mizaçlı kimseler
olduğunu; buna karşılık koyu renkleri tercih edenlerin sinirli, kavgaya
hazır, uyumsuz tipler olduğunu görmüşlerdi. Karakter tahlilinde, renklerden
faydalanan bir başka araştırmacı da psikiyatr Dr. Kurt Goldstain’dir.
Goldstain, beyin hastalığına müptelâ bir kadın üzerinde araştırma
yapar. Kadına, sıra ile çeşitli renkten kumaşlarla dikilmiş elbiseler
giydirir. Kırmızı, koyu mavi, siyah gibi koyu renkteki kumaşlarla
dikilen elbiseleri giydiğinde, kadın, sarsak adımlarla yürür; düşmemek
için doktorun yardımına ihtiyaç duyar. Sarı ve sarının hâkim olduğu
açık renk elbiseler giydiğinde, kadının yürüyüşleri normale döner.
Doktorun yardımına ihtiyaç duymadığı gibi, kendisini daha iyi
hissettiğini ifade eder. Dr. Gilbert Brighouse adındaki bir
araştırmacı, daha enteresan bir deney gerçekleştirir. Renkler ve
Ağırlık adını verdiği bu deney, bir spor kompleksinde, halterciler
üzerinde yürütülür. Halterciler, kırmızıya boyandığında
kaldıramadıkları aynı ağırlığı, sarıya boyandığında
kaldırabilmişlerdir. Haltercilere, aynı ağırlığın
kullanıldığı söylenmemiş ve niçin kırmızıya boyalı ağırlığı
kaldıramadıkları sorulduğunda; “Daha ağır olduğu için” cevabını
vermişlerdir. Araştırmacı bu deneyden sonra, haklı olarak, koyu renkler
için “ağır renkler” açık renkler için de “hafif renkler” tabirlerini
kullanmıştır. Buraya kadar konu edilen renkler
üzerindeki araştırmalar Kur’an’ın bir mucizesini daha ortaya çıkarmış
bulunuyor. Renkler de kendi dili ile, Kur’an’ın her yönü ile mucize
olduğu gerçeğini bir kere daha Dünyaya ilân ediyor.
http://www.hayatifarket.com/haber.php?haber_id=1849