Sorulardan birinin cevabı
”BENİM KALBİM ZATEN TEMİZ” DEMEK İNSANI KURTATIR MI?
Şuara Suresi'nin 89. ayetinde cennete girecek olanların
"Ancak Allah'a selim (temiz) bir kalp ile gelenler..." olduğu bildirilir.
Ancak
Kuran'da bildirilen kalp temizliği, günümüz toplumlarından bazılarının
anladığı gibi bir temizlik değildir. "Kalp temizliği"nin öneminden yola
çıkarak, "ben insanlara hiç kötülük yapmıyorum, fakirlere arada sırada
yardım ediyorum, demek ki Allah'ın istediği ahlaktayım" demek, kendi
kendini aldatmaktan başka bir şey değildir. Çünkü Kuran'a göre kalbin
temiz olması demek, Allah'a yönelmiş ve O'na itaat etmiş olmak
demektir. Belki bazı insanlar, arada sırada fakirlere yardım ederek,
hayvanlara yiyecek vererek, komşularına gülümseyerek, "iyi insan"
olarak tanınabilirler. Ancak cehennemden kurtulmanın, Allah'ın rızasını
ve rahmetini kazanmanın yolu "iyi insan" olarak tanınmak değil,
Allah'ın Kuran'da tarif ettiği şekilde bir mümin olmaktır.
Bu ahlakı kazanmadan yapılan ve cahiliyenin kendi değer yargılarına
göre "iyilik" olarak kabul edilen bir davranışın, Allah Katında
herhangi bir değeri olmayabilir. İsterse dini bir kisve altında olsun,
yapılan işin Allah nazarında "iyi" ve geçerli olmasının temel şartı,
bunun Kuran'da bildirilen ölçülere uygun olmasıdır. Kuran'daki bu
ölçülere örnek olarak aşağıdaki ayetleri verebiliriz:
Hacılara
su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe
iman eden ve Allah yolunda cehd edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız?
(Bunlar) Allah Katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa
hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 19) Yüzlerinizi
doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a,
ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan
sevgisine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa,
isteyip-dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru
kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler
ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in
tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki
olanlar da bunlardır. (Bakara Suresi, 177) Kuran'a
göre kalbi temiz olan insan, Allah'a iman eden, Allah'ın emir ve
yasaklarına harfiyen uyan, O'na teslim olmuş insandır. İslam'a göre,
bundan farklı bir "kalp temizliği" söz konusu değildir. Kuran'da, "kalp
temizliği"nin ne anlama geldiği detaylı olarak anlatılmaktadır. Buna
göre, kalbi temiz olan insan, sürekli Allah'ı anan ve kalbi Allah'ın
zikriyle "mutmain" olmuş (tatmin bulmuş) kişidir. Öyle ki Kuran'da
müminler şöyle tarif edilir:
Bunlar,
iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır.
Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur. (Rad
Suresi, 28) Bir başka ayette ise müminlerden şöyle söz edilir:
Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir… (Hac Suresi, 35) Yine bir başka ayette, müminlerin kalplerinin
"Allah'ın ve haktan inmiş olanın zikri için saygı ve korku ile yumuşadığı" (Hadid Suresi, 16) haber verilir.
İnsanı
mümin yapan ve Kuran ahlakından zevk almasını, Allah'a itaat etmekten
dolayı sevinç ve huzur duymasını sağlayan, kalbindeki bu içliliktir.
Kuran'da bu kalp duyarlılığının "Allah'ın yol göstermesi" olduğu şöyle bildirilir:
Allah,
müteşabih (benzeşmeli), ikişerli bir kitap olarak sözün en güzelini
indirdi. Rablerine karşı içleri titreyerek-korkanların O'ndan derileri
ürperir. Sonra onların derileri ve kalpleri Allah'ın zikrine (karşı)
yumuşar-yatışır. İşte bu, Allah'ın yol göstermesidir, onunla dilediğini
hidayete erdirir... (Zümer Suresi, 23) Dolayısıyla
kalp temizliği, insanı Allah'tan uzaklaştıran tüm engellerin kalpten
arındırılmış olması anlamına gelir. Böyle bir insan dünya hırsından,
bencillikten, korkudan, güvensizlikten uzak olur. Allah'tan başka
varlıklara bağlanmaktan, onlara Allah'tan bağımsız bir sevgi duymaktan
kurtulur.
Kısacası Allah'a itaat etmeyen ve
Müslümanlığın gereklerini yerine getirmeyen insan için "kalp
temizliği"nden söz edilemez. "Benim kalbim temiz, dine uymasam da olur"
diyenler, Allah'ı ve müminleri aldattıklarını sanabilirler, oysa
yalnızca kendilerini aldatmaktadırlar. Bu ifade ancak, ibadetlerini
uygulamaktan kaçınan ve yanlış bir yaşam tarzını Müslümanlık olarak
göstermeye çalışan bir insanın samimiyetsizliğidir. Ancak ne Allah
Katında ne de müminlerin gözünde bu tür samimiyetsiz tavırlar kabul
göremez.